Beschreibung:
Edip Cansever, bir siirinde Insan yasadigi yere benzer der.Yasadigi sehre benzeyen insanlar, sehir degistikce ne kadar degismektedirler Insanlar mi yasadiklari sehirleri kendilerine benzetirler, yoksa sehirler mi insanlari kendisine benzetir Dogup büyüdügü sehrin gecirdigi travmalari icinde hissederek yasayan insanlarin hikayesini göreceksiniz bu kitapta. Romanin kurgusu, bilinen en eski yerlesim merkezlerinden olan Trabzonun, 80lerin basina kadar yasadigi degisimin biraz köklerine inmek, orada gezinirken bugünle köprü kurmak, sehrin yasadigi acilari bir keskin bicak gibi kalbinde tasiyan yazarin, bu sehirle hesaplasmasi üzerine kurulmus. Yüzyillar icerisinde olusmus kimligini hizla kaybeden sehir, baskalasarak kendinden uzaklasip, rengini, cok kültürlülügünü ve giderek de dogal tipolojisini terk ederken, korku dolu günlerin ve ümitsiz asklarin arasindan süzülüp gelen hayatlara dairkalintilar arasinda sehrin nostaljik semtleri olan Soguksuya, Kemeraltina, Pazarkapiya, Mumhaneönüne, Boztepeye düsüyor yolu yazarin. Eskinin sadece yikilip yok edildigi, yenininse kendisine benzemedigi sehrinsokaklarini adimlarken, gecmisin gölgesinde bugünü yasamanin buruk hüznünü süren sokaklarin, terkedilmis, yikilmis evlerin, kurumus agaclarin, odun ve kömür deposuna dönmüs bahcelerin yalnizligiyla daha dayalnizlasiyor. Ama esas yalnizlasmak, kendi sehrine uzaklasmakla basliyor.